7 milyar 325 milyonlara ulaşan dünya nüfusumuzun, bir milyarın üzerindeki  kısmı endüstriyel olarak gelişmiş bölgelerde yaşamakta ve nitelikli enerjiden faydalanabilmekte. İki milyarın üzerinde bir kesim, elektrik gücünden ya da ticarî enerji kaynaklarından faydalanamamakta. Geri kalan nüfus ise, enerji kaynaklarına zorlukla ve yüksek maliyetle erişebilmekte. Dünya nüfusunun 2020-2030 arasında 8 milyarları geçeceği, 2050’lerde 10 milyarlara ulaşacağı ve artışın daha ziyade gelişmekte ya da az gelişmiş ülkelerden kaynaklanacağı göz önüne alındığında, enerji kaynakları açısından görüntü hiç de iç açıcı değil. Tüm ülkeler açısından enerji kaynaklarına erişim gittikçe daha fazla önem kazanmakta.

Hal böyleyken, çeşitli endüstrilerde gelişmiş teknolojilerin kullanılmaya başlanması ve diğer fosil yakıt türlerine nazaran çevre açısından daha temiz olması sebepleriyle doğal gaz önem kazanmakta. Uluslararası Enerji Kurumu, 2019 yılı sonuna kadar doğal gaz talebinde yıllık yüzde 2,2 oranında artış olacağını belirtmekte. Ayrıca, küresel enerji karması içindeki doğal gaz payının 2018 yılına kadar yıllık yüzde 2,4 gibi bir oranda artış göstereceğini de vurgulamakta. Uzmanlar kısa dönemde üretimin talepten fazla olacağını anorektal.

Avrupa Birliği’nin birinci önceliği enerji arz güvenliği ve çeşitliliğini sağlamak. Bu bağlamda AB’nin Doğu’daki komşu ülkeleri stratejik bir öneme sahip. Rusya, Avrupa’nın en büyük petrol ve doğalgaz tedarikçisi konumundadır. Rusya, AB için alternatif enerji kaynaklarını kontrol altına alma ve enerji transit ülkesi haline gelme çabasında.

Avrupa Gaz ve Enerji Araştırma Enstitüsü (ERIG), doğal gaza dayalı enerji çevrim süreçlerinin verimliliğini iyileştirmeye odaklanmakta. Ayrıca, sıvılaştırılmış doğal gaz dahil, gaz altyapı sisteminin ve depolamasının güvenlik, güvenilirlik ve ekonomik sürdürülebilirliğini iyileştirme de gündemlerinde. Biyogaz, biyo-ikame doğal gaz, hidrojen ya da metan gibi yenilenebilir ve sentetik gazların payını artırmayı da hedeflemekte. Ayrıca, enerji sistemine yenilenebilir gücü entegre etmek hedefiyle güç ağını dengeleyecek esnek gaz seçeneklerini araştırmakta.

Amerika Birleşik Devletleri’nde ise, teknik yenileşimler sonucunda kaya doğal gaz üretimiyle tetiklenen doğal gaz üretiminde yaşanan patlama, elektrik maliyetlerinin düşmesine yol açtı. Amerika bu sayede petrokimya ve üretim sanayilerinde önemli bir açılım şansı yakaladı. Ayrıca ABD’nin karbon emisyonu da son 20 yılın en düşük noktasına geriledi.

Son on yıl içinde, dünyada doğal gaz ve elektrik talebinin Çin’den sonra en fazla arttığı ikinci ülke konumundaki Türkiye’nin, enerji talebi artışı bakımından dünyanın en dinamik enerji ekonomilerinden biri olmaya devam etmesi beklenmekte. 2020 yılı itibarı ile elektrik, doğal gaz ve petrol talebinin sırasıyla 398-434 milyar kWs, 59 milyar metreküp ve 59 milyon ton seviyelerini bulması ön görülmekte. Ülkemizin halihazırda toplam enerji talebinin yaklaşık %26’sı yerli kaynaklardan, kalan bölümü çeşitlilik arzeden ithal kaynaklardan karşılanmakta.

Ülkemiz, çok boyutlu enerji stratejisi çerçevesinde, kaynak ülke ve güzergâh çeşitliliğine gidilmesini hedeflemekte. Ayrıca, enerji karmasında yenilenebilir enerjinin payını artırırken, nükleer enerjiden de yararlanılmaya başlanılmasını amaçlamakta. Enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik çalışmalarda bulunulması ve aynı zamanda Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunulması amaçlanmakta. Enerji strateji çerçevemizde, teknoloji ve yenileşim kelimelerine rastlamamaktayız.

Oysa bu arada örneğin Kanada gibi dünyanın farklı bir anakarasında, Ontario’da doğal gaz yenileşiminde bakın neler yaşanmakta? Doğal gaz hatlarını kırsal/uzak alanlara ve yerli topluluklara kadar genişletmeyi hedefleyen Ontario, Sıvı Doğal Gaz (LNG) ve Sanal Borulara odaklanmakta. Sanal borular, sıkıştırma istasyonu, dolum modülleri, nakil sistemi ve gazı alan istasyonlar gibi birbirine bağlı dört çözüm üzerine kurgulanmıştır. Sonrasında doğaz gaz, her bir kasabada geleneksel yöntemlerle dağıtılmaktadır. Gün geçtikçe artan kaya gazı akımı sayesinde Ontario, Sanal Borulardan daha da fazla faydalanacaktır. Doğal gaz boru ağına, ‘biyometan’ ya da ‘sera gazı’ pompalanması ve metan emisyonuna dair yenileşim de gündemdedir.

Yayın: ICT Media Enerji, Kasım 2015