Dijital ekonomi, özünde, ‘bağlantılı olmak’la ilgili.
Nesneleri, işleri ve insanları bağlantılı kılma. İnsanların, nesnelerin ve işlerin birbirleriyle bağlantı şekilleri dijitalleşme sayesinde kökten değişmekte. Sonuçta, yeni teknolojiler ve yeni iş modelleri ortaya çıkmakta. Endüstriler yakınsamakta, işletmelerin faaliyetleri iç içe geçmekte. Artık kimin hangi endüstride oyuncu olduğunu açıkça görmek mümkün değil. Yeni ekonomi şirketleri sağlıkta ya da enerjide ya da otomotivde veya savunma endüstrisinde güçlü bir oyuncu haline gelebilmekte. Tüm oyun sahasında bir kayma gözlemlenmekte, artık yeni oyuncularla, yeni iş yapış şekilleriyle muhatabız. İşte bu nedenle yeni ‘dijital’ dönüşüm dünyasında değeri nasıl ürettiğimizi, müşterilerimizle nasıl etkileşim kurduğumuzu ve nasıl iş yaptığımızı yeniden tanımlamamız gerekiyor.
Gerçek bir dijital iş, yeni bilişim altyapısı üzerine kurulmakta: • bulut bilişim, • mobil teknolojiler, • sosyal teknolojiler, • büyük veri analitiği. IoT (Nesnelerin Interneti) ve M2M (makineden-makineye) ise ana ivmelendiriciler olarak devreye girmekte. Bu teknolojiler sayesinde, organizasyonlar yeni iş modellerini benimseme ve kökten değiştirme, yeni ürün ve hizmetler geliştirme ve tüm bunları daha geniş ve yeni pazar fırsatlarına geliştirme yetisi kazanmakta.
Çoğu işletme dijital dönüşümün ‘inkâr’ aşamasını atlatmış durumda.
İş dünyasının usandırıcı değişimi altında hayatta kalmak ve büyümek için ‘dijitalleşme’nin kaçınılmaz olduğunu kabul etmeye başladılar. ‘Kabullenme’ aşamasında, deneme yanılma en iyi metodoloji. Denersiniz ve yanılırsınız ve öğrenirsiniz ve sonunda başarırsınız. İlerlemek için sabrı olanlar ise ‘içselleştirme’ aşamasına geçerler. Bu aşamada artık, ‘kazanan organizasyonların’ sayısını artırmak ve diğerlerinin onlardan öğrenmesini sağlamak için sahne ışıklarının altına koymamız gerek. ‘Rol model’ seviyesine ulaşanlar birçok sahada birtakım zorlukları aşmışlar ve dönüşümü gerçekleştirmişler demektir.
Dijital dönüşümle etkileyeceğiniz başlıca üç saha söz konusu:
- Tüm değer zinciri boyunca Operasyonel mükemmelliyeti sağlamak;
- Müşterilerle ya da pazarla ya da ekosistemlerle etkileşim;
- Mevcut ürün ve çözüm portföyünü dijital servislerle bütünleştirmek.
Neredeyse tek bir kritik sonuç beklenmekte, o da müşterilere sunulan değer: daha fazla elverişlilik, kolay kullanım, kalite, satın alınabilirlik ya da daha fazla lüks olsun, hangisi müşterilerin ilgisini çekiyorsa.
İşin en önemli kısmı ise, makûl ve zamanında karar verebilmelerini sağlamak için yönetimin ve işin sorumlularının önüne gerçek-zamanlı veriyi anında getirebilmek. Hatta daha da iyi bir senaryo, içeriden ve dışarıdan sağlanan verileri akıllı hale getirerek ‘anlayışı’ geliştirmek olurdu. Bunun için hem içeriden, hem de dışarıdan sağladığınız veriyi güncel ve temiz hale getirmeniz gerekir. Böylece, satıştaki dalgalanmaları daha iyi yorumlayabilir ve satış fırsatlarınızı, çözüm portföyünüzü ya da yetkinliklerinizi artırabilirsiniz. Böylece, verimsizlik sahalarını tespit edebilir ve süreçlerinizi akışkan kılabilirsiniz. Böylece, talepteki dalgalanmaları daha iyi değerlendirebilir ve kapasitenizi ona göre ayarlayabilirsiniz. Böylece, Müşteri eğilimlerini daha iyi ön görebilir ve daha iyi stratejik seçimler yapabilirsiniz.
Başka bir perspektiften baktığımızda dijital dönüşüm, tüm işletmede ve değer zinciri boyunca kültürel değişimi gerekli kılar.
Hatta bu değişimin bazı iş dallarında tüm ekosistemi içermesi söz konusu olabilir. Bilgi ve iletişim teknolojilerini verimli biçimde kullanmak, veri ve analitiği etkili biçimde kullanmak, anlayış ve yaratıcılığı yenileşim (inovasyon) amaçlı kullanmak, işi nasıl yaptığımız ve diğerleriyle nasıl etkileşimde olduğumuza dair başlı başına bir zihniyet değişimini gerekli kılmaktadır.
Haziran 2019