Artık neredeyse hiç birşeye şaşırmıyoruz, her şey olağanlaştı. Öylesine yoğun ve sık değişim söz konusu ki! Yenilikler bile daha duyurulurken tükeniyor, ‘sırada ne var? diyoruz. Öte yandan, yaşadığımız dünya tam anlamı ile bir ‘ve âlemi’ halini aldı. Hem mevcutları korumak, hem yenilikler eklemek; hem sanal, hem fiziksel dünyalar, hepsi birarada. Hepsinin bir kullanıcısı var zira. Aynı Tatil Köyleri gibi; Müşteri her türlü hizmete dilediği an, dilediği kadar, dilediği yerden erişmek istiyor.
Bir şekilde ‘seçenekli’, hatta ‘senaryolu’ yaşamak gereği söz konusu.
Sadece yerel pazara hitap etmek de, salt uluslararası çalışmak da; kısıtlı ürün portföyüne ya da ürün sağlayıcıya bağlı kalmak da riskli olabilir. Her an denklemler değişebiliyor.
İşleri kontrollü yönetmeyi sağlayacak yapıları kurmak kadar, rakiplerden farklı kılacak fikirler, iş yapış şekilleri, ürün ve hizmetleri geliştirecek zihniyeti yapıya zerk etmek de önemli. Hem işletmeye yön çizmek, hem esnek ve çevik olabilmek; hem işe ve olaylara vakıf olacak kadar içine girebilmek, hem de çalışanlara sorumluluk kadar özgürlük de tanıyabilmek, ki verim elde edilebilsin… Operasyonu verimli kılarken, müşterilerine değer katmayı es geçen ‘dışarı’. Hem göz, hem kulak açık olacak ki; ‘pazarda neler oluyor, rakipler ne yapıyor, doğru konumda mıyız?’ bilelim. Tüm bunları kârlı ve büyüyerek yapabilmek…. Var mı bir sihirli değnek?
‘Ve âlemine’ hitap edebilmek için, yönetim biliminin sunduklarından, ortam ve işletmelere en uygun olanlarının seçilerek, benimsenmesi daha makul gibi. Gerçek anlamda çarpıcı bir model ve örneği paylaşmak istiyorum:
2005 yılında, W.C. Kim ve R. Mauborgme’nin kaleme aldığı ‘Mavi Okyanus’ stratejisi, yönetim ve iş dünyasına değerli katkılar getirdi. Mavi Okyanus, yeni, keşfedilmemiş, bakir pazarlar oluşturmayı; böylece rekabeti, odağın dışında bırakmayı savundu. Mümkün müdür? Geçtiğimiz yıl Istanbul’da da gösteri sergileyen Cirque du Soleil örneği oldukça etkileyici. Cirque du Soleil, 1984’te bir grup sokak göstericisi tarafından oluşturulmuş. Günümüzde, Kanada’nın en büyük kültürel ihracat markalarından. Bir zamanlar akordiyon çalan, cambaz ayaklığında yürüyen, ateş yiyen Guy Laliberté, grubun CEO’su. Dünyada yüzün üzerinde şehirde, 50 milyondan fazla seyirciyle buluşmuş. 20 yıl gibi bir sürede, 100 yılda ulaşılamayacak bir başarıyla, dünyanın bir numaralı sirki Ringling Bros. ve Barnum & Bailey’nin gelir düzeylerine ulaşmış. Üstelik, farklı eğlence şekillerinin geliştiği ve gösterilerde hayvan kullanımına tepkinin artması nedeniyle, artık daralmakta olan bir endüstride. Ayrıca, pazar, belli başlı birkaç kişinin elinde iken.
Peki ne yapmışlar? Bir sirkin sunduğu tüm eğlence ve heyecanı, tiyatronun bütün incelikleri ve sanatsal zenginliğiyle birleştirmişler. Örneğin palyaçolar tutulmuş, ancak esprileri daha nitelikli hale getirilmiş. Akrobatların gösterileri daha estetik ve zekâ ürünü hareketlerle süslenmiş. Gösteri çadırları, daha konforlu ve görsel hale getirilmiş. Performanslar, sanatsal müzik, dans, birçok yapımla hikayeleştirilerek sunulmaya başlanmış. Çocuktan yaşlıya her yaş grubunu çekebilecek hale gelmişler. Broadway’den ilham alarak, yılboyu birçok farklı gösteri, yapımla seyirci karşısına çıkmaktalar. Ayrıca, çevrecilik konusunda hassasiyetleri yüksek. Doğal olarak, sundukları farklı değerin karşılığını almayı da istemekte. Seyircisinin tiyatroya ödemeyi göze alabileceği kadar, sirk endüstrisinden çok daha yüksek bir bedel talep etmekte. En azından web sitelerine bir göz atmanızı öneririm: http://www.cirquedusoleil.com/.
Bu örnek, mevcut endüstriden farklı bir segment oluşturarak, yeni bir pazar geliştiriyor. Seyirci kitlesini genişletiyor ve nitelikli içerik sunuyor. Hem fark yaratıyor, hem müşterilerini memnun edecek şekilde değer sunuyor; sonuçta karşılığını bekliyor… Ama hak ediyor da… Sürekli ve yıllarca gelişerek.
Mavi Okyanus stratejisi geliştirebilmek herkese nasip olmayabilir. Yine de ‘doğru soruları’ sormak, bakış açısını genişletmek, ‘farklı ve değerli ne yapabilirim’ sorgulamasına kaymak, seçenekler oluşturabilmek, olasılıkları araştırmakla işe başlanabilir.
Yayın: KOBİ-EFOR Ağustos 2011